Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB), yeni dönemde cari açığı sıfırlayacak projeler ile verimliliği artıracak projelere destek vermeye odaklanacak. Saha çalışmasıyla KOBİ’lerin genel verimlilik ve özellikle enerji verimliliği haritalarını çıkaracaklarını belirten Başkan Hasan Basri Kurt, Türkiye’nin yeni unicornlarını çıkarmaya da katkı sağlayacaklarını söyledi. Kurt, verimsiz elektrikli motorlarının yenisiyle değiştirilmesinin finansmanının KOSGEB tarafından karşılanacağını belirtti. Merkez Bankası ile birlikte, şu ana kadar ihracat yapmamış ama ihracat kapasitesi olan 26 bin firma belirlediklerini kaydeden Kurt, leasing yöntemini daha etkin kullanarak firmaların özkaynak olmaksızın 10 milyon liraya kadar olan makine ve yazılım yatırımı gerçekleştirmelerini sağlayacaklarını aktardı.
Başkan şunları söyledi:
“Türkiye bundan 5-6 yıl öncesine göre ekonomide çok farklı öncelikleri tartışıyor. Daha önce inşaat, turizm, hizmetler gibi sektörler konuşulurken, şimdi imalat ve katma değerli üretim kavramları ön plana çıkmaya başladı. İmalatın ve üretimin gücüne yönelik inanç arttıkça KOSGEB’in önemi de bu noktada daha fazla artmaya başladı. Türkiye serbestleşmenin başladığı 1980’li yıllarda değil artık, insanlar ev, araba sahibi olmak, tatile gitmek istiyor. Bu talebe yönelik de çalışma yapıyor. Kimilerinin sorun olarak gördüğü nüfusumuz aslında ülkemizin bir gücü. Türkiye önümüzdeki 3-4 yıl içinde cari açık problemini yapısal olarak ortadan kaldıracak. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının başlattığı, bizim de içinde olduğumuz Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı, cari açığın sıfırlanmasına büyük katkı sağlayacak. Bu noktaya ulaştığımızda ise ülkemizde para birikmeye başlayacak.
Bütün dünya 5-6 sene dursa, biz çalışmaya devam etsek belki her şey kolay olacak ama iş öyle yürümüyor. Herkesin koştuğu dünyada bizim daha hızlı koşmamız gerekiyor. Kısaca “Hamle” dediğimiz program, bizim daha hızlı koşmamızı sağlayacak. Buradaki farklılık şu, insiyatif alma veya karar verme mekanizmalarında bakanların ciddi bir opsiyonu ve yetkisi var. Yani doğrudan bürokrat değil, siyasi olan kişi bununla ilgili son kararı veriyor. Bunun bir farklılık oluşturacağını düşünüyorum. Yatırımın esnekliği ve takibi açısından da siyasi bu verdiği karardan kendisini sorumlu hisseder.
Biz temelde 31 yıllık bir kurumuz. Farklı dönemlerde farklı refl eksler geliştirilmiş. Sanayinin, imalatın bu kadar önde olduğu dönemde KOSGEB’e her zamankinden daha fazla iş düşüyor. Cari açığı giderecek kalem olarak teknolojik yatırıma ciddi destek veriyoruz. Teknoyatırım desteğinde, Ar-Ge sonucu ihracatı artırıp, ithalatı azaltacak unsur olarak gördüğümüz kalemlerde, makine ekipman, personel, yazılıma kadar 6 milyon liraya kadar destek veriyoruz. Bunu şu anda kullandırma süresi 7 aydı. Yani başvuru ile onay aşamasının arasında geçen süreyi 7 aydan 2 aya indirdik. Bu süreci daha da kısaltacağız. Çok geniş bir alan var önümüzde; ilaçtan, çizgi filme kadar götürebileceğimiz bir alan. Film yapımına da destek verebilecek esnekliği kazanmış durumdayız.
Normal şartlarda bizim bütçeden aldığımız tutarı 1.8 milyar lira ama biz fiiliyatta sürekli bunu aşıyoruz ve 2 milyar liraya kadar çıkıyoruz. KOSGEB son 4-5 yıldır, bütçesinin yüzde 100’ünden daha fazlasını kullanıyor. Bu konuda Hazine ve Maliye Bakanlığı bize karşı çok yapıcı davranıyor ve esneklik sağlıyor.
KOSGEB destekleriyle ilgili özel bir ödeme sistemi getiriyoruz. Yani yararlanıcılara seçenek sunacağız. Mevcut destekleme sistemimizde firmalarımız harcamasını yapıp, faturasını getiriyor, fatura karşılığında onlara gerekli desteği sağlıyoruz. Hâlen yeni girişimcilere yüzde 90’a kadar, tekno-yatırımlarda ise yüzde 60 oranında destek sağlıyoruz. Teknoloji yatırımında bizim 6 milyon liralık destek limitimizden yararlanmak isteyenin 10 milyon liralık projesi olması gerekiyor. Yani firmaların ayrıca finansmana yine ihtiyacı oluyordu. Şimdi finansmana yeni bir bakış açısı getirerek, finansal kiralama yöntemini etkin şekilde hayata geçireceğiz, firmalara böyle de bir seçenek olduğunu söyleyeceğiz. Bu destek sadece makine ile sınırlı olmayacak, yazılımı da kapsayacak. Bankalar, katılım bankaları ve leasing şirketleriyle çalışacağız. Yani desteklerimizi bunlar üzerinden uzun vadeli kiralama yoluyla da gerçekleşmesini sağlayacağız.
Yatırım için 10 milyon liralık makineye ihtiyacı olan bir şirkete biz bugün en fazla 6 milyon liralık destek verebiliyoruz. Bunun da yüzde 30’unu yani, şirketin 10 milyon liralık yatırımının yüzde 18’ine hibe desteği veriyoruz. Şirketin 4 milyon lira için ayrıca finansman bulması gerekiyor. Yani makine faturası getiriliyor, biz ödüyoruz. Bir iki sene sonra taksitle iki üç yılda ödeniyordu. Şimdi biz banka, katılım bankası ve leasing şirketi ile protokol yapacağız. Şirket 10 milyon liralık makineyi leasing yoluyla alacak. Biz 6 milyon liralık kısımla ilgili yüzde 30 hibe desteğimizi (toplam yatırımın yüzde 18’ini) daha işin başında ödeyeceğiz. Yani 6 milyonun 1 milyon 800 bin lirasını hibe desteğimiz kapsamında bankaya ödeyeceğiz. Bunun kalan 4 milyon 200 bin lirasının da finansman maliyetini karşılayacağız. Yani kasamızdan 6 milyon lira peşin olarak çıkmayacak. Firma normalde bu makineyi alırken, teminat mektubu gibi bir sürü iş yükü maliyete katlanacaktı. Arada banka olduğu zaman satıcı firma da rahat oluyor. Şirketle ilgili teminat da biz oluyoruz zaten. Makine için peşin ödeme yaparak firmaların limit sıkıntısını da aşıyoruz. Hibe desteği yanı sıra ve finansal kiralama maliyetini de karşılıyoruz. Bize gelen firmaların en büyük sıkıntıları projelerde özkaynak teminiydi. Zaten makinenin önemli bir kısmı KOSGEB tarafından finanse edildiği için, firma kalan 4 milyon liralık kısmı için özkaynak yerine bankadan, uygun koşullarda finansman kullanabilecek. Çünkü makinenin önemli bir kısmı ödendiği için bankalar, daha ucuza kredi verebilecek. Sonuç olarak temel hedefimiz özkaynağı olmayan firmaların, makine yatırımlarını daha rahat koşullarda yapmalarını sağlayacağız. Yani sıfır özkaynakla işi çevirmelerini sağlayacağız. Bizim yeni girişimcilere 300 bin liraya kadar hibe desteğimiz var. Yerli makine alırlarsa yüzde 90’a kadar destek veriyoruz. Yani üniversiteden yeni mezun birisi, kafasındaki işi yapmak için makineye ihtiyaç var ama hiç parası yoksa biz ona destek vereceğiz. Makine alımı için herhangi bir nakit ihtiyacı olmayacak. Eğer elinde parası varsa onu da işletme sermayesi olarak kullanabilir. Üstelik yeni olduğu için kredi geçmişi olmayan firmaya da ödenmiş kredi geçmişi sağlıyoruz otomatik olarak. Yani bir anlamda iş fikirlerinin hayata geçirilmesine destek olacağız. Yüksek teknoloji grubunu daha fazla destekleyeceğiz. Başka bir ifade ile KOSGEB olarak Türkiye’nin yeni unicornlar çıkarmasına, nokta atışları yaparak katkı sağlayacağız. KOSGEB sanayiciye yol gösterici olacak.
Bunlar hepsi ayrı ayrı çalışılması gereken konular. Emisyon azaltılması, döngüsel ekonomi, çevre kirliliği üreten sanayinin ortadan kaldırılması, enerji verimliliğinin artırılması gibi konular. İcra kurulumuza yakında sunacağımız bir proje var. Biz enerji etüd programı çıkarıyoruz. Enerji etüdü için mentörlük vereceğiz. Küçük ve orta ölçekli firmalara gidip, enerji haritalarını çıkaracaklar. Yani enerji verimlilik haritasını çıkaracaklar. Daha verimli motora geçme durumu, potansiyeli var mı? Emisyonun azaltılmasıyla ilgili de mentörlük programı başlatıyoruz. Sahaya ineceğiz ve sahadan veri toplayacağız. Sahadan veri topladıktan sonra da gördüklerimizi ele alacağız. Örneğin pompa ile ilgili problem var. Hemen bununla ilgili destek programı hazırlayacağız. Şu anda bizim UNDP ile birlikte götürdüğümüz bir proje var. Elektrikli motorun enerji sınıfı düşük ise daha verimli motorlara dönüştürülmesini sağlayacağız. Eski motoru getirip, yenisini alıyorsun. Biz bunun finansmanını karşılıyoruz. UNDP buna destek vermeyecek, biz vereceğiz. Böylece emisyonun azalmasına da katkı sağlamış olacağız. Bunun ölçümünü bizim adımıza profesyoneller yapacak ve önemli bir veri havuzu oluşturacağız. Yanı sıra aslında fabrika içinde verimlilikle ilgili neler yapılabileceği konusunda 50-60 noktada araştırma-tespit yapacağız. Bunu bir rapor olarak işletmeye vereceğiz, bunun sonuçları üzerinden akademisyenleri ve ilgili uzman kurumları çalıştırıp ne yapabileceğimizi sahadaki veriye göre gözden geçireceğiz. Biz temel olarak enerji kayıplarını azaltmaya odaklanacağız. Bunun dışında dönüşümleri de finanse etmemiz gerekir. Raporun bir kopyası bizde kalacak, bir kopyasını şirkete vereceğiz. Yeşil dönüşümle ilgili kaynak da tartışılıyor. Bizim de kaynak arayışımız var. Sadece Hazine kaynağını değil, aynı zamanda dışardan uygun oranlarda dönüşüm finansman kaynağı bulunabilir ona da bakıyoruz.
Bizim elimizde çok kaliteli bilgiler var, KOBİ’lerin temel bilgileri elimizde, yani burası kapsamlı bir veri analizi yapılabilecek alan. Buna yönelik program kapasitemiz de mevcut. Dolayısıyla elimizdeki veri setinden yola çıkarak, Eximbank gibi kuruluşların kaynaklarını daha doğru yönlendirmeleri konusunda da çalışmaya başladık. Merkez Bankası ile elimizde bir veri havuzu var, bir algoritma ile çalışıyoruz. Normalde ihraçta yapabilecek niteliklere sahip olup, hiç ihracat yapmamış firmaları tespit ettik. Bunların sayısı 26 bin. Şimdi bunların niye ihracat yapmadığını tespit edeceğiz. Tabii ki bunların içinde büyük ihracatçı firmalara üretim yapanlar da vardır ama biz diğerlerine odaklanacağız. Kısaca potansiyeli olan kitleyi ihracatçı hale getirmek için çalışacağız, kısa vade diyemem ama bir iki yıl içinde buna başlamış oluruz. KOSGEB ile çalışan proje yazmayı öğreniyor, yurt dışı ile daha irtibatlı oluyor. Ayrıca elimizde ihracat yapan ama ölçeği küçük olan şirketlerin de listesi var. Küçük ölçekli firmalarla anket de yapacağız. İhracatı artırabilir misin? Nasıl artırırsın? Bunu aslında alınacak önlemleri biz de biliyoruz ama bunu KOBİ’ye de soracağız.