Arapçadan dilimize giren bir sözcüktür. Birkaç anlamından biri de tutumluluktur.
Halka tutumluluk öneriyorlar. Bu öneride bir terslik var. Halkın büyük çoğunluğu kendi isteğiyle değil, zorunlu olarak tasarruf ediyor zaten.
Neden tasarruf ediyor?
Başta yiyecek olmak üzere, giyim-kuşamdan, arabası varsa, arabayı sık sık kullanamamaktan, elektrikten, doğalgazdan, ev eşyasından, seyahatten, bakamayacağı, eğitim masraflarını karşılayamayacağı nedeniyle çok çocuk sahibi olmaktan zorunlu tasarruf ediyor zaten.
Tasarrufu devleti yönetenler yapacak. Havada, denizde ve karada kullandıkları araçların sayısını azaltacak. Birden çok maaş alanları tek maaşa indirecek. Diyanet İşleri Başkanlığı, geceliği bin lira olan turistik beldelerde kamp yapmaktan vazgeçecek. Kamuda çalışanlar ellerini yıkadıktan sonra kullanılmamış parşömen kâğıtlarla ellerini kurulamayacak. Gün ortasında, her taraf aydınlıkken, elektrikleri yakmayacak. Açılışlara yüzbinlerce lira harcayarak adam toplanmayacak. İkramları aza indirecek ya da pahalıya mal etmeyecek.
Kamu ihalelerini açık yapacak ve herkesin ihaleye katılması sağlanarak devlet adına tasarruf edilecek.
Bir yumurtayı iki kişi taşımayacak, az ve işin ehli olan insanla daha çok ve kaliteli iş yapılmasına yönüne gidilecek.
Bazı Bakanlıkların, üç yıllık kira bedeliyle bir bina yaptırarak, her yıl milyarlarla kira ödenmeyecek.
Kamu yatırımlarını ihale yoluyla alanlara, dolarla değil, Türk lirasıyla ödeme yapılacak.
Tüm alış-verişlerde Türk lirası kullanılacak, yabancı parayla alış-veriş yapılması engellenecek.
Devlet adına gidilmesi gereken yerlere en az araçla gidilecek.
Tasarrufu halktan niye bekliyorsunuz?
Halkın boğazını doyuracak olanağı mı var?
Devlet olarak, hükümet olarak siz tasarruf edin, gerisi kolay.