enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
20,7973
EURO
22,4815
ALTIN
1.315,61
BIST
4.979,57
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Trabzon
Az Bulutlu
22°C
Trabzon
22°C
Az Bulutlu
Cuma Hafif Yağmurlu
23°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
21°C
Pazar Hafif Yağmurlu
21°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
21°C
RESİM AÇIKLAMASI

Putin’in imzaladığı belge Azerbaycan’a tehdit…  

Putin’in imzaladığı belge Azerbaycan’a tehdit…  
A+
A-

Vladimir Putin, Rusya’nın dış politikası hakkında bir kararname imzaladı. 

Putin, “Uluslararası yaşamdaki dramatik değişiklikler, diplomatik faaliyetin ilkelerini, görevlerini ve önceliklerini yansıtan dış politika kavramı da dahil olmak üzere ana stratejik planlama belgelerinde ciddi değişiklikler yapmamızı gerektiriyor” dedi.

İmzalanan belgede Rusya  kendini şöyle tanımlıyor. “Dev bir Avrasya ve Avrupa-Pasifik devleti”, “dünya kalkınmasının egemen merkezlerinden biri”, “küresel güç dengesinin korunmasında istisnai bir rol oynayan bir devlet”. Rusya’nın diğer devletlere ve devletlerarası kuruluşlara karşı tutumunda üç yön gösteriliyor: yapıcı, tarafsız ve düşmanca…

Nazım Sabiroğlu’nun haberine göre, imzalanan belde Azerbaycan için tehdit unsuru oluşturuyor. Sabiroğlu şöyle devam etti.

Rusya’nın Batı’nın düşmanı olmadığı, ancak çatışmanın beyhudeliğini anlayacağını ve çok kutuplu dünyanın gerçeklerini kabul edeceğini umduğu aktarılıyor. “Moskova, ABD’nin ve diğer düşman devletlerin neo-sömürgeci ve hegemonik emelleri de dahil olmak üzere dünyaya hakimiyet kurmasını engellemeyi tercih edecek. Moskova’nın amacı, tüm devletler gibi güvenliğini mütekabiliyet ilkesine dayalı olarak sağlamaktır. Rusya, kendisine ve müttefiklerine yönelik bir silahlı saldırıyı püskürtmek ve önlemek için silahlı kuvvetlerini kullanabilir. Belgede, Rusya’nın yurtdışındaki insani politikasının önceliklerinin Rus düşmanlığına karşı mücadele, Rus dilinin, Rus kültürünün, sporunun ve Rus Ortodoks Kilisesi’nin korunması olduğu belirtildi.  

Rusya, ulusal çıkarları için özel önem taşıyan iki devleti “dost ve egemen küresel güç merkezleri” olarak adlandırıyor. Çin ve Hindistan’dan bahsediyoruz. Belge, bu ülkelerle ilişkileri kapsamlı bir şekilde derinleştirmekle ilgilendiğini belirtiyor ve Asya-Pasifik bölgesindeki bölücü niyetlere karşı çıkıyor.  

Rusya, yeni konseptinde İslam medeniyeti ile karşılıklı yarar sağlayan kapsamlı işbirliğini güçlendirmeyi hedefliyor. Afrika ve Latin Amerika ülkeleri ile karşılıklı yarar sağlayan işbirliğini önemli görüyor.

Belgede tabii ki Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği ile ilgili özel notlar da yer alıyor. ABD’nin mevcut siyasi gidişatı, Rusya’nın güvenliğine yönelik ana risk kaynağı olarak görülüyor. Avrupa Birliği’ne ABD’den bağımsızlığını göstermesi ve Rusya karşıtı politikasından vazgeçmesi tavsiye ediliyor.

Sunulan belge ile ABD’nin geçen Ekim ayında açıkladığı 80 sayfalık Ulusal Savunma Stratejisi arasındaki farkları karşılaştırmak analistlere düşüyor. ABD, Rusya’yı bu stratejide ana tehdit olarak görüyordu ve Moskova şimdi böyle bir pozisyon aldı.    

Elbette bizim için asıl mesele Rusya’nın yenilenen dış politikada yakın komşularıyla ilişkileridir. Gazetede bununla ilgili sadece bir tez gördüm. “Rusya’nın Yakın Yurtdışındaki ana hedefi, bölgeyi bir barış, iyi komşuluk ve refah bölgesi haline getirmektir.”

Şu anda Rusya’nın asıl kaygısının biz olmadığımız ve kaygan konumuyla adeta “düşman” konumuna düşen Ermenistan’ın da Moskova için ciddi bir sorun olmadığı açık. Bu nedenle yakın komşumuz yenilenen dış politika önceliğinde sadece genel anlamda “bölgede barış ve huzurla ilgilendiğini” beyan etmektedir. Tehdit, tehdit veya herhangi bir mesaj yoktur. Ancak Rusya, yakın komşularıyla ilişkilerine önem veren bir ülke olarak, Batı’nın kendi etki alanına girme girişimlerinin de farkındadır ve bu konudaki endişelerini defalarca dile getirmiştir. ABD’nin Orta Asya cumhuriyetlerini yeni “kement”lemesi, Gürcistan’daki iktidar değişikliğindeki çıkarı, Avrupa Birliği gözlem misyonunun Ermenistan’a konuşlandırılması ve Bakü ile Erivan arasında bir barış anlaşmasının imzalanması için arabuluculuğu sadece görünür durumda. Bu çabaların yönleri.

Belki Rusya “yakın çevreden” emin, örneğin Ermenistan’ın kendisine karşı “ikinci bir cephe” açma planına karşı hazırlıkları ve güveni var. Rusya örneğin Güney Kafkasya’yı dünya siyasetinde çok önemli görmüyor olabilir. Ama yanlış. Rusya, sınırlarındaki istikrarın artık çok kırılgan olduğunu, son aylarda daha da fazla “ince iplerin” aşıldığını dikkate almalı. Birkaç ay öncesine kadar bölgedeki ana tehdit Ermenistan’dı, ancak şimdi İran aktif olarak saflara katıldı. 

Bazı iddialara göre İran’ın Azerbaycan karşıtı politikasında Rusya’nın parmağı olabilir. Ermenistan ve İran, Rusya’nın yakın komşuları gibi bölgeyi “su mayını” gibi vuruyor ve her an bir yeri vurup “patlayabilir”. Bu da Rusya için ciddi sorunlara neden olabilir. Bu nedenle Rusya’nın yenilenen dış politika anlayışında yakın çevresine karşı daha dikkatli olması, özellikle Tahran’ı bölgedeki tek dengeleyici ve dengeleyici ülke olan Azerbaycan’a yönelik düşmanlık politikasından vazgeçmesi için kışkırtması gerekmektedir. Aksi takdirde Rusya’nın güvenliği beklenmedik bir şekilde ciddi bir risk altına girebilir…

ETİKETLER: , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.