enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
27,2215
EURO
28,8385
ALTIN
1.677,42
BIST
8.304,83
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Trabzon
Az Bulutlu
25°C
Trabzon
25°C
Az Bulutlu
Salı Az Bulutlu
25°C
Çarşamba Az Bulutlu
25°C
Perşembe Az Bulutlu
24°C
Cuma Hafif Yağmurlu
23°C
RESİM AÇIKLAMASI

Mustafa AYDIN

Mustafa AYDIN

Doğa katliamı, orman talanı; kocaman bir turizm yalanı. Son yıllarda Karadeniz de bir yayla turizmi furyasıdır aldı başını gidiyor.

Elit tabir edilen ve rahatı için bonkörce para harcayan bir kesimin keyfi için yandaş ve açgözlü bir azınlığa hukuka uydurularak tahsis edilen doğa ve orman arazileri.

Yaylacı vatandaşa bir çivi dahi çakma izni verilmezken, sit alanı tabir edilen, tabiat varlıkları koruma kurullarının birinci derece koruma kararı aldığı yerlerde bile kanuna uydurulup yapılan hukuksuzluklar.

Hayvancılık yapmak maksadı ile yüzyıllardır kullanılan yayla, çayır ve meralar artık devlet(hükümet) eliyle binbir dalavere ile hukukun ırzına geçilerek iktidar yanlısı gibi görünen ama kendi menfaatinden başka hiç bir şeyin yanında olmayan bir kesim tarafından talan ediliyor.

Öyle ki, ülkenin para edeceğini düşündükleri her değerini savaş ganimeti gibi paylaşmak için birbiri ile savaşan düşman kardeşler haline geldiler.

Öyle bir duruma geldiler ki gerçek inanan “dava sahipleri” bile bize ganimet kalmaz düşüncesi ile kendi tabirleri ile okçular tepesini terk edip ganimet talanına doğru koşuyorlar.

En alt tabakadaki mutedeyyin insanlar bile bu ganimette benim de payım var deyip, eşini, çocuğunu, kardeşini kamuda bir işe koyabilmek için ganimet mücadelesi veriyor.

Paralı ve uyanık bir kesim hazine arazilerinden gözüne kestirtiklerini bir yolunu bulup 29 yıllığına 49 yıllığına kiralıyor.

Otoyol, çevre yolu, köprü ve hastahane gibi büyük kamu yatırımlarını proje aşamasında öğrenip etrafındaki arsa ve tarlaları ucuz fiyattan kapatıyor.

En ufak bir ilçede teşkilat başkanı yada üyesi olan birisi bile kendi yaylasına kısa mesafeden yol getirtmek için orman ıslahı gibi gerekçelerle orman kırım ihaleleri düzenlettiriyor. Bu ihaleleri de yine kendi adamlarına veya sesi çıkacak adamlara sus payı olarak verdiriyor. Yüzlerce binlerce çam ağacı kesiliyor ormanlar talan ediliyor.

Yirmi yıl evvel bir beklentimiz bir umudumuz vardı. Bu iktidarla birlikte hem maneviyatımız, hemde ekonomimiz güçlenecekti. Meğerse yıllardır ezildiğini ve mağdur olduğunu dile getiren ve çoğu zaman da haklı gördüğümüz bu kesimin beklentisi iktidarı ele geçirip savaş ganimeti olarak gördüğü ülke kaynaklarını paylaşmakmış.

Yıllardır uğruna savaştıkları dini ve manevi değerler sadece çıkar ve menfaatleri için bir kamuflaj unsuruymuş.

Söz konusu menfaat olunca, Vatan teferruatmış.

Kızılderili Şefinin son sözleri gibi;

Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık tutulduğunda; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.

Yorumlar

  1. Tülay Önder dedi ki:

    Her bölgemizde, her yaylamızda ve değerli yerlerde maalesef hep aynı durumlar var. Herkesin muzdarip olduğu bu konuları ne güzel dile getirdiniz.Yüreğinize ve kaleminize sağlık, kutluyorum.👏👏👏