enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
27,2228
EURO
28,8383
ALTIN
1.678,30
BIST
8.304,83
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Trabzon
Az Bulutlu
25°C
Trabzon
25°C
Az Bulutlu
Salı Az Bulutlu
25°C
Çarşamba Az Bulutlu
25°C
Perşembe Az Bulutlu
24°C
Cuma Hafif Yağmurlu
23°C
RESİM AÇIKLAMASI

Mustafa Aydın

Mustafa Aydın
A+
A-

Yolun sonu görünüyor

Toplumun büyük bir kesimi kendini “kanun, mevzuat ve keyfî uygulama karmaşaları” içinde fırtınada savrulan kayıklar veya sele kapılmış binalar gibi hissetmeye başladı.

İnsanların psikolojisi bozuldu. Son yıllarda Dünyada yaşanan doğal felaketler, terör ve Covid belası da tüm bunların tuzu – biberi oldu.

Ekonomiden eğitime, sağlıktan spora kadar sosyal yaşamın her alanında bir kaos yaşanıyor..

28 Şubat sürecinde yoğun bir şekilde yaşanan başörtüsü, kılık kıyafet, İHL ve Kur’an kursu sıkıntıları ile boğuşuyorduk. Öyle ki; bunlar sabrımızı zorlayan aşırı bunaltıcı bir zulüm haline dönüşmüş ama çözüleceğine dair umudumuzu asla kaybetmemiştik.

Ekonomik problemler, eğitim ve sağlık alanlarında ki savrulmuşlukta cabası idi.

Çözüm noktasında ise halkın ve siyasilerin önüne her zaman mazeret olarak konulan Anayasa, kanunlar ve mevzuat olmuştu. Bunlar ilahi bir güç tarafından kaleme alınmış değişmez ayetler gibi sunuluyordu.

Bunda en büyük etken de hiç bir parti’nin tek başına iktidarı alamaması ve koalisyon ortaklarının her birinin bir yana çekmesi idi.

Bu kaos ortamında takdiri ilahi de, şans de, canından bezmiş halkın tepkisi yada ne dersen de bir umut gibi görülen şu an ki mevcut İktidar partisi doğdu.

Artık iktidar ellerine geçmiş ama ellerini kollarını bağlayan unsurlar olduğu gibi karşılarında duruyordu.!!

Önlerini çıkan her engeli anayasadan, kanunlardan ve mevzuattan bildiler. Artık durum belli idi, en ufak bir engel yada problemde Anayasayı, kanunları veya mevzuatı değiştirir hatta işi hızlandırmak için Kanunu hükmünde kararname çıkar oldular.

Önce Avrupa Birliği müktesebatı gereği böyle olması gerekiyor dediler. Kanunlar çıkarıp orduyu ve yargıyı dizayn ettiler.

Burada hepimizin kısmen bildiği Fetö terör örgütü, Ergenekon, Balyoz davaları ve 15 temmuz hain darbe girişimlerinden bahsetmeyeceğim. Bu başlı başına bir kitap konusu.

Anlatmaya çalışacağım tüm bunlar bahane kılınarak gücün ve yönetimin tek elde toplanması sonucu ekonomiden sağlığa, eğitimden sosyal hayata yapılan bir çok müdahaleler ile geleceğe kaygıyla bakan bir toplum yapısının oluşması.

Merkez Bankası başkanı faiz ve döviz konusunda bir karar alacak Cumhurbaşkanı ne der diye çekiniyor.

Milli eğitim bakanı okulları açık tutacak acaba ters düşermiyim diye korkuyor.

Sağlık bakanı aşı konusunda neredeyse her gün karar değiştiriyor. Bir dediği öbürünü tutmuyor.

Tarım ve orman bakanı; yangınlar, uçak ve helikopter gibi söndürme araçları konusunda üç günde üç ayrı beyanla karşımıza çıkıyor.

İçişleri bakanı çoğu zaman sokak jargonu ile konuşuyor.

Üniversite rektörleri bilimi bırakmış acaba koltuğu nasıl muhafaza ederimin peşinde koşuyor..

Vatandaş ise her gün değişen fiyatlar karşısında geçim derdine düşmüş perişanları oynuyor.

Yandaş, yalaka bir çok arsız, yüzsüz, belediyeler ve diğer kamu kurumlarında yedi sülalesine iş bulurken liyakatli ve adaletli bir çok genç ve ihtiyaçlı insan sürünüyor.

Eski vekiller, üst düzey parti üyeleri ve yakınları danışman, yönetim kurulu üyesi ve benzeri adlar altında üç beş yerden maaş alıyor.

Gençliği oyalamak için; artık Üniversite imtihanında bütün soruları atmasyon cevaplayan gencin bile üniversiteli olması garanti haline gelecek düzenlemeler yapılmış.

TÜİK verileri istenildiği gibi düzenlenerek sanal ekonomik büyüme ve işsizlik oranları ilan edilmiş.

Dış politikalarda yaşanan fiyaskolar içerde başarı olarak sunulmuş ve bir kesim tarafından kabul görüp savunulur olmuş.

Sonuç ise bugünlere geldik.

Üstad’ın her şeyi özetleyen o muhteşem sözleriyle; “aşağıdan yukarıdan yolun sonu görünüyor.”

Sonumuz hayrolur inşallah.

Yorumlar

  1. Tülay Önder dedi ki:

    Tebrik ederim. Yine güzel çok güzel yazdınız.

    1. Mustafa Aydın dedi ki:

      Teşekkürler. 🙏