Köydeki teyze şikâyet ediyor, dert yanıyor!
“Otun tonu 6,000 TL, yemin çuvalı 400 TL ye yaklaştı, biz hayvanlarımıza ne yedireceğiz? Kimse eskisi gibi süt, tereyağı, peynir almıyor. Pahalı geliyor. İnsanlar et, süt, yumurta, peynir almazsa ben bu hayvanlara otu yemi nasıl, ne ile alıp yedireceğim. Hayvanı satsam, kesime versem evim fakirleşiyor, bakmaya çalışsam cebim fakirleşiyor. Hayvanı bakmanın maliyeti hayvanın kendisinden daha pahalı. Köylü, tarımla-hayvanla uğraşan vatandaş ne yapsın” diyor.
Bu hayvancılığın bittiğini gösteriyor. Zaten çiftçi ekip, biçemiyor şuan. Topraktan gelir elde edememeye başladı son yıllarda. Tohumu, gübresi, yakıtı (ekip, biçmede, nakliyede), suyu gibi girdilerin yüksek faturaları çiftçiyi tarladan uzaklaştırmıştı. Tarlada yetişmeyen arpa, mısır, kepek, ot gibi yem sanayi türevleri de buna bağlı olarak zor bulunmaya başladı. Bulunan ürünlerin fiyatları da giderek yükselmekte. Bu zincirin sonunda en çok etkilenenler hayvancılık yapanlar oluyor doğal olarak.
Sanayi ülkesi olmayı başaramayan ülkemiz; hükümetin beceriksiz, basiretsiz tarım ve hayvancılık politika(sızlık)ları ile birlikte tarım ülkesi olmaktan daha çok uzaklaştı! Şimdi içinde olduğumuz durumda et, süt, yumurta, peynir gibi hayvansal gıdalar market raflarında fahiş fiyatlarla satılıyor. En temel gıdalar olan bu ürünleri halk artık alamıyor. Çünkü tarladan markete uzanan besin zincirinin halkaları birbirinden koparılıyor.
Üretim halkası, teyzenin anlattığı şekilde koparılmış. Nakliye, pazarlama halkası yakıt nedeniyle koparılmış. Ürünü alacak olan vatandaş, enflasyonun yüksekliği ve alım gücünün düşüklü nedeniyle bu halkadan çoktan kopmuş! Birbiri ile ilintili tüm sebeplerin ortak sonucu ise açlık, fakirlik, geçinememek! En temel gıdayı tüketemeyen halkın zihinsel, fikirsel, bilimsel, kültürel ne üretmesi beklenebilir ki? Gaye elden ayaktan kesilmiş, ilmek boynunda bir halk değilse eğer, zengin Anadolu coğrafyasında yaşayan aziz millete reva görülen bu eziyet ne olabilir?
Sürekli dış güçlerin oyunları ile tabi ki yakıt bugün 30 TL’ye ulaştı! İnsanlar işlerine gidemez duruma geldi. Üretim durdu. Sosyal hayat diye bir şey kalmadı. Hükümetin kerametini kendine bağladığı ve zenginlik unsuru olarak gördüğü otomobiller artık kontak kapatıyor, metal bir enkaz gibi kapıların önünde yatıyor!
Toplu ulaşım araçları artık ilk duraklarda tıklım tıkış! Atınızı, eşeğinizi alıp çıkın diyeceğim size ama bu dış güçler yakıta müdahale ettikleri gibi samana, ota, b…. pardon yeme de müdahale ediyor…!? Şehirdeki insan dış güçlerin saldırıları ile 6000 TL olan açlık sınırında yaşam mücadelesi veriyor onu anladık daa, köydeki teyzenin ineği neden 3500 TL açlık sınırı ile kasaptan kurtulma mücadelesi veriyor?
Güzel tespit, tebrik ederim.Basarilarin devamını dilerim
Melek Hanım 👏👏👏
Ellerinize sağlik her zaman güzel tesbitler ve ülke analizi objektif olarak yazdiģiniz yazilari zevkle okuyorum