Yüzde 70’ler düzeyinde dışa bağımlı olan kimya sektörünün tek umudu ise normalleşmenin hammadde fiyatlarına da yansıyarak fiyatların da normale dönmesi. Firmalar hammadde fiyatlarının artmasını beklerken yeterli miktarda stok da yapamadı. Bu da şimdilerde stok problemi yaşatıyor. Çünkü firmalar yüksek fiyat nedeniyle stok yapmaktan kaçınıp fiyatların düşmesini bekliyor.
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Adil Pelister, “Temel girdinin petrol kaynaklı olması hammadde maliyetlerini de artırıyor. Petrol ve pandemi dolayısıyla lojistikte ve tedarikte yaşanan sıkıntılar, hammadde fiyatlarındaki artışlar dolayısıyla firmalarımızın yeterli hammadde stoğu kalmadı” açıklamasında bulundu. Firmaların stok yapmaktan geri durduğunu da belirten Pelister, “Hammadde fiyatları şu anda çok yüksek, firmalar biraz daha bekleme taraftarılar. Önümüzdeki aylar içinde aşılanmanın da etkisiyle fiyatların düşeceğini düşünüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Ana ihracat kapısı olan Avrupa’da da aşılanmadan dolayı açılmalar olduğunu aktaran Pelister, oradaki durumun da ihracata olumlu etki yapacağını ifade ederek, “Pandemide yeni bir dalga daha olmaz ve tedbirler azalırsa önümüzdeki aylar biraz daha hareketli geçecek. Sadece kimya sektöründe değil diğer ihracatçı sektörlerde de eylül ayıyla birlikte bir canlanma ve hareketlilik olacağını düşünüyorum” dedi.
Çin’de koronavirüs vakalarının artması ve iki önemli limanın kapasite azaltması sonucu deniz nakliye ücretlerinde yüzde 20 artış olduğunu kaydeden Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği (TKSD) Başkanı Haluk Erceber, “Polipropilen fiyatlarında 2020 yılından bugüne yüzde 40, yine polietilen fiyatlarında ortalama yüzde 20 civarı artış var” dedi. Ağustos ayında AB’deki yıllık izinler ve planlı bakım çalışmaları sebebiyle üretimler duracağını dile getiren Erceber, “Bu da hammadde bulunmaması riski yaratıyor. Bazı büyük entegre kimya tesisleri ürettikleri ve sattıkları bazı ürünleri kendi diğer yan ürünlerinde kullanmaktalar (yan üründe talepler artınca) satışlarını azaltıp kendilerine mal saklıyorlar yani ihraç etmiyorlar. Böylece daha fazla kâr elde ediyorlar. Herkes kendi menfaatini ön plana çıkarıyor etik anlayış ve müşteri bağlılığı azaldı” değerlendirmesinde bulundu.
Hammaddede yüzde 75 dışa bağımlı olarak ihracatın ve kârlılığın artmasının imkansız olduğunu ifade eden Erceber, şöyle devam etti: “AB’deki bazı büyük petrokimya şirketlerinin küçük teknik engelleri ya da yangınları abartarak tesislerinde uzun süreli duruşlar yaratarak, hammadde arzını kısarak haksız fiyat artışları yaptıkları da konuşuluyor.” Petrokimyada üretilen uçak yakıtı ve diğer ulaştırma yakınlarının az tüketimi olduğu için üretimlerinin de azaltıldığını aktaran Erceber, “Buralarda durmalar söz konusu, dolayısıyla bu prosese bağlı kimyasallarda üretilemiyor kapasiteleri kullanılamıyor. Bağlantılı ürün fiyatları aşırı yükseliyor” diye konuştu.
Türkiye kimya sanayiinin hammadde bakımından ciddi oranda dışa bağımlı olduğunu söyleyen Polisan Kimya Genel Müdürü Selçuk Denizligil, “Hammadde tedarikinde yaşanacak problemler sektörün kapasite kullanımını direkt etkilemektedir” dedi. Son dönemlerde yaşanan navlun problemlerinin ve hammadde tedarikinde yaşanan problemlerin kimya sanayinin kapasite kullanım oranlarını ve dolayısıyla rekabet kabiliyetini negatif etkilediğini belirten Denizligil, “Kimya sanayine ait özel ihtisas endüstriyel parklar bulunmamaktadır. Avrupa ve dünyadaki kimya sanayinin geliştiği ülkelerde, kimya parkları hem altyapı hem de sinerjik etkileşimlerle beraber firmaların rekabet kabiliyetini artırmaktadır. Bizim de bu yolda ilerlememiz lazım” diye konuştu.