Turan Tuğlu
Eski –yeni tartışması çok uzun yıllardan beri sürüp gelmektedir.
Eskiler yenileri, yeniler eskileri eleştirir durur. Hem eskilerde, hem de yenilerde yanılma payları vardır.
Kendini yenileme denen şey, zamana uyma anlamına gelir. Zaman; ilimde, irfanda, geleneklerde, davranış biçiminde, giyim kuşamda, dilde hep gelişmiş, bunun sonucu olarak hep değişmiştir.
Hanımlar, eskiden çeşitli biçimlerde, renklerde çarşafa bürünürlerdi. Eski giyinme biçimini bugün de sürdürenler var. Hanımlar çarşafa bürünmeden de başlarını kapatabilirler.
Ne gibi?
Çeşitli başörtüler var. Atkılar var. Mevsimlik uzun giyimler var.
Erkekler eskiden çarık giyerlerdi. Lastik ayakkabılar vardı. Değişik ceket, pantolon ve gömlek çeşitleri vardı. Şimdi yenileri, değişikleri var.
1928 Arap harfleriyle yazılmış yazılar vardı. Harf devriminden sonra kabul ettiğimiz Latin alfabesi var.
Eskiden Üniversite yalnızca İstanbul’da, daha sonra Ankara’da, İzmir de açılmıştı. Şimdi 81 ilin tümünde üniversite var.
Eskiden; geçim kaynakları, geçim araçları; geçim çeşitleri sınırlıydı. Şimdi yönelebileceğiniz alanlar çoğaldı.
Eskiden, tarım ağırlıklı bir politika izleniyor
Şimdi, sanayi var, turizm var, spor var, ulaştırma var, var da var.
Zamanımızda, çocukların kendi yaşam biçimimize göre değil, onların yaşayacağı çağa göre yetiştirilmeleri gerekiyor.
Eskiden meramımız el yazısıyla aktarılırdı. Daha sonra daktilo çıktı, şimdi bilgisayarlar var ve değişik teknolojik araçlar var.
Eskiden kağnılar vardı. Kağnıların yerini önce traktörler, sonra oraklar, tırpanların aldı. Şimdi ise döver biçerler var. Taşımacılığın yerini motorlu araçlar, hızlı ulaşımın yerini uçaklar aldı.
Şimdi, babamızın, dedemizin, atalarımızın yolunda gitmiyoruz, bilimin, tekniğin gösterdiği yoldan gidiyoruz.
Büyük Atatürk’ün dediği gibi; “En hakiki mürşit (Yol gösterici) ilimdir, fendir” Hangi konuda tartışırsak tartışalım, rehberimiz ilim ve fen olmalıdır.
Bilimin ve fennin, gösterdiği yolun dışına çıkarak uzlaşmak söz konusu değildir.
1930’ların, 40’ların alfabelerinde:
“Eskiyi unut,
Türklüye umut
Sen ol çocuğum” gibi manzumeleri vardı. Rehberimiz, yeni yol, bilimsel yol olmalıdır.
Eski-yeni tartışmalarının olumlu sonuç vermesi için, eskiler eskiye takılıp kalmamalı. Yenilikleri izlemeli. Yeniler de, eskilerin içinde bulunduğu koşulları dikkate alarak, yenilerin söylediklerini ona göre değerlendirmelidir.
Ekonomi ile ilgili diğer haberlere göz atın.