Çöp Pandemisi

21 Ağustos 2022 Pazar günü, aylardır şehirden uzaklaşmak ve serin bir hava, derin bir nefes almak umuduyla Kayabaşı Yaylası yollarındayız.! İki yıl evveline kadar her hafta iki/üç araçla ekip halinde gittiğimiz yaylalar bile içinde yaşadığımız, daha doğrusu Türk halkına bilinçli yaşatılan ekonomik buhran nedeniyle artık lüks oldu. Daha iki yıl evvel yüz liralık yakıtla gittiğimiz yerlere artık üç yüz liralık yakıtla gidemez olduk. Elli/yüz liralık kumanya ile yaptığımız pikniği artık iki yüz/üç yüz liraya bile yapamaz olduk. Haa bu arada Türkiye büyümüş biz farkında bile değilmişiz onu da öğrenmiş olduk..!

Neyse, bu aylardır yazıp çizdiğimiz ekonomik konularla alakalı bir durum. Bugün ise gittikçe derinleşen ve düzelmesi imkansız hale gelen temizlik ahlâkı daha doğrusu büyük bir ahlaksızlıkla ilgili çevrede, doğada gördüklerimi, yaşadıklarımı kaleme almak istiyorum.

Gitmez olaydım, görmez olaydım.! Yıllardır görüp dile getiriyoruz ama bu sefer iş çığırından çıkmış, bir çevre kirliliğine, ahlaksızlığa, hatta “çöp pandemisine” dönüşmüş..

Bu kafalar iflah olmaz, içi çöplüğe dönüşmüş, ruhunu kaybetmiş yobaz, bağnaz ve ilkel kafalar..

Doğaya atılmış çöpleri görüp “bu insanlar ne kadar da pis yahu” diyerek elindeki pet şişeyi o çöplerin içine atmak nasıl bir kafa yapısıdır.?

Lüks araçlarla yaylaya çıkıp doğanın en güzel yerinde mangal yakarak bütün pisliğini, çöpünü oraya bırakıp geri dönmek nasıl bir ruh halinin eseridir.!

Arazi aracının bagajında sakladığı baltasını bir kampçı edasıyla kapıp, mangal yakmak için çam ağaçlarının gövdesini yaralamak, oradan çıra ve yonga çıkarmaya çalışmak, rastgele dalları kesmek hangi sendromlu ruh halinin sonucudur.?

İki şeritli bir ara yolda veya bir yayla yolunda sağlı sollu araç park ederek yoğun bir anda trafiğin tamamen tıkanmasına neden olmak nasıl bir densizlik ve dengesizliktir.?

Çocuğunun altını değiştirip boklu bezini, bir çam ağacının dibinde ihtiyacını giderip kirli pedini görünmez diye bir zifin kafulunun içine atmak nasıl bir hanımefendiliğin zerafetidir.?

Yaylanın çimenine kuzu yayılır kuzu diye bangır bangır müziği açmak ve aynı çimende drift yapıp o güzelim doğayı tahrip ederek çamur deryasına çevirmek nasıl bir vahşilik, cahillik ve yobazlığın ürünüdür.?

Yaylalarda ve yol üzerindeki cami tuvaletlerini kullanıp sıçtığı yere bir maşrapa su dökmeden çıkmak, kıçını sildiği peçeteyi rastgele tuvaletin içine atmak, çıkınca da bu tuvaletleri bok götürüyor diye yakınmak nasıl bir temizlik ve hijyen anlayışıdır.?

Çöp kutusu dolu diye etrafını çöp ve pislik yığını hâline getirmek, aracında o kadar yer varken bir poşete koyup başka bir çöp tenekesi bulunca oraya atarım düşüncesini taşımamak nasıl bir “sorumsuzluk ve vatandaşlık” duygusudur.?

Eline bir poşet çekirdek alıp denize karşı üç kişilik bankı işgal ederek çitleyip yere savurmak, yaptığı pisliği kum ve toprak ile kapatan bir kedi beyni kadar bile düşünemez olmak nasıl bir dangalaklıktır.?

Pahalı bir marka  aracıyla trafik lambalarında durur durmaz ilk işi camı açıp yola tükürmek ve elindeki kağıt mendili buruşturup yola atmak nasıl bir beyefendilik ve bayağılığın kombinasyonudur.?

Ondan sonrada temizlik imandandır deyip ahkâm kesmek nasıl bir riyakârlık ve sahtekarlıktır.?

Temizlik imandan ise pislik imansızlıktır, imansız insanın ise İslam’dan bahsetmeye hakkı yoktur vesselam..!