Zaman Kurtuluş savaşı zamanlarıydı. HANS Tröbst, Birinci Dünya Savaşı’nda Baltık Cephesi’nde piyade yüzbaşıydı. Versay Antlaşması ile Almanya’nın işgal edilmesini içine sindirememişti:
Tröbst, bu duyguları yaşarken Almanya’nın müttefiki olan ve Sevr ile işgal edilen Anadolu’daki gelişmeleri öğrendi:
-Mustafa Kemal Paşa, bir direniş hareketi başlatmıştı. Bu harekete katılmalıydım.
1920 yılının koşullarında, sonbahar ve kış aylarında uzun, maceralı bir yolculuğa çıktı:
-Hedefim Mustafa Kemal Paşa’nın direniş ve kurtuluş hareketine katılmaktı.
Fransız denetimindeki Varna’dan kaçak bindiği bir gemiyle İstanbul’a ulaştı:
-İstanbul’dan da gemiyle yola çıktım. Anadolu’daki kurtuluş hareketine gizli destek veren insanların yardımıyla İnebolu’ya vardım. Ankara’ya gitmek için haftalarca onay bekledim. Onay gelince Ankara yollarına düştüm.
Bülent Ünal’ın sözünü ettiği anı kitabı Hans Tröbst’e aitti:
-Tröbst, savaşın sonuna kadar çeşitli görevlerle cepheden cepheye, köyden köye Anadolu’yu karış karış dolaştı.
Önsözde Tröbst’ün Kurtuluş Savaşı sonrası dönemi için şu bilgi yer aldı:
-Tröbst, savaştan sonra kısa süre Devlet Demir Yolları’nda görevli olarak Eskişehir’de yaşadı. Ardından Almanya’ya dönüp gazetecilikte karar kıldı. Tanınmış bir yurtdışı muhabiri oldu.
Kitabın hem önsözünde, hem de son bölümünde Yüzbaşı Hans Tröbst, Mustafa Kemal Atatürk’le ilgili özet yorumuna şu cümleyle girdi:
-Türkiye’nin kurtarıcısını bugün her çocuk tanıyor.
Ardından sürdürdü:
-Mustafa Kemal Paşa, kaderin adamı olduğunu duyumsadı, halkını ölüm uykusundan kaldırdı ve onun yine kendine güvenini sağladı.
Mustafa Kemal Atatürk’ün içindeki sesi, kehaneti dinleyerek dosdoğru yolunu izlediğini vurguladı:
-Üç yıl süren fedakarlık dolu bir çalışmayla, üç yıllık yıpratıcı bir savaştan sonra muazzam hedefine erişti.
Tröbst, varılan hedefin altını da şöyle çizdi:
-Türk topraklarında hiçbir düşman kalmadı, milletler topluluğu içinde saygın ve çekinilen güç olarak haklı yerini aldı.
Kurtuluş Savaşımızda görev alan Alman Yüzbaşı Hans Tröbst’ün 1925’te Leipzig’de yayınladığı anı kitabındaki değerlendirmeyi tekrar edelim:
Kader, büyük çaresizlik Anında ‘yazgıdan talep Edilen adamı verdi
KURTULUŞ Savaşımızda görev alan, gözlemler yapan Alman Yüzbaşı Hans Tröbst, “Mustafa Kemal’in Ordusunda Bir Alman Yüzbaşı, Asker Kanı, Baltık’tan Kemal Paşa’ya” adlı anı kitabının sonsöz bölümünde Sevr Antlaşması’na değindi:
-Bu antlaşmanın üzerinden 5 yıl geçti. Bir zamanlar ölümcül yaralı Türkiye şimdi güçlü bir yükselişte.
Dünyanın Türk Kurtuluş Savaşı’nı şaşkınlıkla izlediğini belirtti:
-Gurur veren binanın Lozan’da son yapıtaşı yerleştirildiğinde dünya kendi kendine soruyordu: Bu nasıl mümkün oldu?
Sevr Antlaşması ve sonrasındaki Kurtuluş Savaşı’na ilişkin gözlemini şöyle özetledi:
-Evet, yenilmiş ve yıkılmış bir ülke en korkunç savaşlardan birinin hemen ardından silaha sarılmış, muktedir İngiltere ve uydularının dikte ettiği, sonsuza kadar geçerli olmasını istediği barış antlaşmasını paramparça nasıl etmişti.
Bu noktada soruyu yineledi:
-Bu nasıl mümkün olmuştu?
Yanıtını şöyle verdi:
-Kader, çaresizliğin en büyük olduğu anda ülkeye “her çaresiz halkın” yazgıdan talep etmeye hakkı olduğu adamı verdi.