Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR), Türkiye’deki sivil toplumu, süt ve süt ürünleri üretim sürecinde gıda hijyeni ve güvenliğinde aktif rol almaya teşvik etmek için çalışmalarını sürdürüyor.
Ulusal Süt Konseyi, Türkiye Tarımsal Süt Üreticileri Birliği, Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği ve Türkiye Yem Sanayicileri Birliği’nin “proje iştirakçisi” ile “politika belgesi” de oluşturulacak.
AB-Türkiye Sivil Toplum Diyalogu Programı’nın Türkiye tarafı yürütücüsü Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı’nın Mali İşbirliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan da SETBİR’in çiğ süt kalitesi projesinin, Sivil Toplum Diyalogu projelerinin AB ile sadece kültürel değil sektörel işbirlikleri kurulduğunu göstermesi açısından önemli olduğuna belirtti.
SETBİR Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Tezel ise başta çocuk gelişimi olmak üzere insan sağlığına olumlu ve önemli katkısı nedeni ile süt ve süt ürünü tüketmenin tercih değil gereklilik olduğunu söyledi. Çiğ süt kalitesi konusunda, her ne kadar son 20 yılda ciddi bir ilerleme sağlanmış olsa da Türkiye’de üretilen sütün tamamının AB standartlarına ulaşması için hala iyileştirmeye açık alanlar bulunduğuna işaret eden Tezel, “Bunun için de öncelikle sektörün yapısal sorunlarını çözmemiz, süt yağı ve protein oranlarını yükseltmemiz, mikrobiyolojik kalitemizi artırmamız, süt soğutma ve lojistik süreçlerimizi iyileştirmemiz gerekiyor” dedi. AB üyeliği sürecinde 2010 yılında açılan 12. fasıl olan “Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı Politikası Faslı”nın kapanış kriterleri arasında, “çiğ süt kalitesinin artırılmasına yönelik plan ve rehberlerin hazırlanması, işletmelerin modernizasyonu ve paydaşların bilinçlendirilmesi” hükmünün yer aldığını hatırlatan SETBİR Başkanı, bu nedenle çiğ süt üretiminde kalite, hijyen ve güvenilirliği sürdürmek temel hedefleri olduğunu belirtti.